bir defasında, tanıdığım birinin anlattığı anısıyla aklımda bir ampül patlamıştı. o anıdaki ana fikir şuydu; toplumsal sakatlıkların temelinde anne ve babaların ya da ikisinin birlikteliği olan ebeveynlerin yarattığı sakatlıklar yatıyor. aslında bu fikre ulaşmak öyle çok da zor değil ama somut bir olay içinde çok daha vurucu, çok daha anlaşılabilir.
şimdi zaman zaman dönüp kendime bakıyorum. birtakım yanlışlıklar içerisinde kendimi bulduğum zamanları yokluyorum ve istemsizce 'belki de yanlış olan, eksiklikleri tamamlamaya uğraşırken her şeyi yok eden bendim' deyiveriyorim. kendimi bu konuda haklı da çıkarabilirim. yine de benliğimi saran, sarmakla kalmayıp derinden sarsan tüm bu fikirler içinde arkama dönüp baktığımda öyle korkunç hatalar, mutsuzlukla dolu yıllar bulamıyorum.
insanın varolanlar içinde olmayanı bulması lanet mi nimet mi?
varolan şeyler yetersiz mi?
olmayanın yokluğunun sebebi ne ve bu yokluk seni ne kadar etkiliyor?
ne yapıyorsun?
kim için yaşıyorsun?
kendi mutluluğun içerisinde bir başka mutsuzluk yetiştirmek neden bu kadar kolay?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder